16 Mayıs 2012 Çarşamba

#248

sayılı gün çabuk geçer tezini doğrularmışcasına, 155 günü bitirip, rafa kaldırdık. etrafımdaki herkes ee, askerlik de bitti ne olacak diyor. istanbula taşınırken, böyle muhafazakar bir çevreye değil de, daha farklı bir ortama gelmeyi hayal etmiştim. hani istanbulun tadını doyasıya yaşayıp, hesap vermeyeceğim bir hayata. halbuki ailem sormasa bile, bu yeni çevre soruyor.. sanki evlenilse bitecekmiş gibi, ee zaman çocuk diye sorup, seks hayatımızı irdelemeyeceklermiş gibi. yatak odalarımızdan başkalarına neyse.. ve bu kadar içinde olma gücünü nerden buluyorlarsa, korkutucu olduğunu düşünüyorum.

istanbula adapte olmam sanıyorum ki beklediğimden de uzun sürdü, belki de araya tonla başka şeyler girdi, işe birlikte alındığım diğer mt arkadaşlarım canım oldu, görüşmelerimizi tatillerimizi hiç eksik etmedik, geçen sene mayıs ayında teşhis konan bir kanseri pek sevdiğim halamla yenmenin sevincini yaşadık, aileyle daha fazla zaman geçirdim ama sanki hiçbir zaman hiçbir isteğime tam anlamıyla yetişemedim. geri dönüp baktığımda, ah keşke şunu da yapsaydım dediğim bişey bulamazken, inatla içimde bir şeylerin eksik olduğunu hissediyorum.

pazar günü sevgili geliyor, onun işi, eve çıkması, taşınması.. şimdi iki sene önce geçtiğim yollardan o da geçecek, son 2 senede iki ayrı ülkede yaşamasına, düzen kurmasına rağmen sıfırdan başlayacak. ben de onunla birlikte tabii...

umarım onun gelişiyle dolar bu yetemeyiş hissi.. hani bazen, severken.. tek işin oymuş gibi gelir ya onsuzken anlamsızmışsın gibi benimkisi o misal.