28 Aralık 2011 Çarşamba

# 240

bak dostum buna şans derler,

eğer sevgilin askere son anda apar topar gidiyor, bir anda ona kıbrıs çıkıyorsa. sen önceden kıbrısa biletlerini alıp bunu tatil mevsimine denk getirebiliyorsan. sevgilinin askerden dönüşü, ikinizin de doğum günlerine yetişiyorsa. yemin töreni geriye çekildi diye üzülüp, yemin töreninden mahrum kaldım diye hayıflanıyorken, yeni yıla askerdeki sevgiliyle girme fırsatı ele geçiyorsa. kısıtlı maddi imkanlarına rağmen, çevren gönlü zengin insanlarla doluysa. arkadaşların komik ve güldürme ustasıysa, girdiğin her mekanda herkese uygun bir hikayen varsa ve insanlar seni seviyorsa, korkma daha da kötü bişeycikler olmaz sana, şanslısın demektedir.

sevgili 2012 halimden pek memnunum, azcık daha para, adil bir iş hayatı düzeni sunarsan  canıma minnet. spkdan birkaç ders geçmiş olursam, birazcık daha dostlarıma yakın olursam ve sevgili de istanbula taşınırsa, söz sükunetimi ve uysallığımı korumaya devam ederim.

ah bir de unutmadan, lütfen azcık çenemi tutmama yardım eder misin? sürekli söyleniyorum !

# 239

koskoca 30 ay = 2,5 yıl olmuş.

vallahi bize pes, hangi ara devrildi yıllar. hikayeler biriktiriyoruz, koş gel, bekliyorum.

20 Aralık 2011 Salı

# 238

sevgili askerden dönene kadar, şafak geri sayımlı başka bir blogda faaliyetlerime devam ediyorum.
bir de 2011 yılı içinde beni hayal kırıklığına uğratıp üzmüş olanlara, şimdiden korkunç bir 2012 diliyorum.

ps* hayatımda aldığım en en kötü yılbaşı hediyesi, düzeltiyorum en en kötü hediye için de, ismi lazım değil x kişisine buradan ayrıca berbat bir yıl diliyorum.

- artık insanları sevemiyorum.

18 Aralık 2011 Pazar

# 237

kabristana gittiğimde mezarının başında gözlerim dolu dolu sorduğum tek soru "ben iyi bir insan oldum mu sence?" oldu, sorum yanıtsız kaldı.

.. keşke yanıtını duyma şansım olsaydı, nolurdu rüyama gelsen, birazcık laflasak.

9 Aralık 2011 Cuma

#236

aman birkaç ay geldi, birkaç hafta kaldı derken birkaç saat kaldı sevgilinin askerlik yapacağı yerin açıklanmasına. bir şeyleri bekleyerek geçiriyoruz zamanı, hep bir umut, hep bir bekleme, o an gelip de çattığında yerine hemen yenisini ekliyoruz  askere mi gidiyor, önce bekliyoruz sınava girsin diye, sınava giriyor, açıklansın diye bekliyoruz açıklanınca teslim olsun diye, teslim olunca yemin töreni diye, sonrasında acemilik bitsin diye en sonunda gel tezkere tezkere. hiç asker yolu beklemedim, daha önce kimseyi beklemedim de zaten. öyle bir sevmek ki, neden bilmiyorum beklemesi bile güzel. çokça kez ya bu sevgi dediğin hiç azalmıyor, acaba azalıyor mu, yaşlanınca mı azalır derken hep daha çok severken buluyorum kendimi. bazen geriye dönünce "nasıl yalnızdım daha önce" derken buluyorum kendimi, insan her şeye alışıyor zor da olsa.. yalnızlığına, yeni birine, onsuz olmamaya, sonra onsuz olmaya..

yarın sabah yine an.kara yollarını tutuyorum, bu sefer biraz sessiz bir gidiş olacak, sadece onunla olup, gönlümde veda etmek istiyorum ona, hoş veda dediğin ne zaman gönülden oldu ki..

pazar günü vedalaşacağım onunla, sonra da 150 günü saymaya başlayacağım, büyük bir iddiamız var doğum günü mayıs ayına kadar. kış bitip de bahar geldiğinde, tam da tatlı tatlı yaza geçerken geliyor yanıma, kaldığımız yerden devam ediyoruz. biz, hep biziz. öylesine eminim halimizden.

1 saat 10 dakika kaldı açıklanmasına, öss sonuçlarından, kpss sonuçlarından bin kat daha heyecanlı bu bekleyiş.