10 Mart 2012 Cumartesi

Adana günlükleri

Geçen sene nisan ayı, pegasus yine bir kampanya yapıvermiş. İşyerinden d. İle hadi bir yere gidelim dedik, bir sonraki senenin martına adanaya bilet aldık. Herkes neden adana dedi, neden olmasın dedik, başka yer mi yoktu dediler, siz nereye gidiyosunuz dedik..sonunda adana haftasonu geldi çattı. ilk kez d. De kaldım, sabah adalar manzarasına uyandım, ferihayı izleyememek bile dokunmadı.

Bu sabah vurduk kendimizi yola, havaalanında geçen hafta kim 500 milyara katılan itü makine mezunu çocuğu ve arkadaşını gördük, çaylarımızı havaalanında yudumlayıp kaan beyin acemi pilotluğu eşliğinde soluğu adana aldık. adanada konaklamak mesele değil, hekimevini ayarlamıştık gelmeden, 3 kişilik oda artı kahvaltı 145 lira, iki günlük araba kiralamamıza da 117 lira verdiğimiz düşünülürse, en çok parayı yemeğe verdiğimiz sonucuna ulaşmak kolay olacaktır.

Odaya yerleştik, balkonda muhteşem bi seyhan manzarası ve yemyeşil orman vardı. hazırlanıp methini çok duyduğumuz kazım büfeye gittik kahvaltı için. Muzlu sütü ve yengeniyle meşhur, ne kadar meşhur olabilir ki derken, denemeden ahkam kesmenin yersizliğine karar verdik. Zaten ekşisözlük entryleri de kazım büfeyi anlatmaya yetiyor. Büfenin bir muzlu süt siparişine yaklaşımı, bir büyük bir de küçük bardak vermek oluyor. İnanılmaz lezzetliydi, alıp evde stoklamak, sonsuza kadar içmek istiyorum diyebilirim. Yengen de şevkiyi filan sollar geçer.

Şimdi tarsusa doğru yoldayız, önce kleopatra kapısını, sonra şelaleyi görüp mersine geçiyoruz.

Bu tatlı güney macerası devam edecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder