19 Eylül 2011 Pazartesi

#223

.... neresi açık adresin neresi yören?

19 eylülü miladım ilan ediverdim kendimce. öylesine büyük birgün olduğundan değil, başıma önemli şeyler geldiğinden de değil, sadece bugün, bugünün sabahında kafama taktıklarımı listeledim, canımı sıkan, beni son zamanlarda buruklaştıran şeyleri. beklediğim kadar madde çıkmasa da, kayda değer bir şeyler yakaladım.

beni son zamanlarda en çok üzen şeyin insanlarla ilgili olduğunu fark ettim, bir şekilde hayatına devam eden bir güruh insan var. bense hala insanların yaptıklarını/yapmadıklarını kafama takabiliyorum. bu işler böyle yürümez s. hanım diyerek silkelendim. ilk karar hayatta biraz bencilleşebilmekle ilgili, aslında tam bencil olmak da değil, üzerinde fazla durmamak diyelim. bir insan varsa vardır, yanımdaysa yanımdadır ötesine gidemiyorum. sosyal olmak adına, lüzumsuzluklarla hayat doldurmak faslı bitti. hemen bir liste yaptım bunun için de, iyisi mi düğünü düşüneyim dedim, kimler olmalı listede. çok uzun zamandır görüşmediğim, hatta konuşmadığım arkadaşlarımı da ekledim, bi baktım ki en uzaktakiler en yakınımmış meğer. annem söyleyip dururdu, büyüyüp daha çok insan tanıdıkça, çevren daha da daralır diye, şimdi tam olarak bunu yaşıyorum.

sporu hayatın içine almak var ikinci sırada, daha çok yürümek, daha çok daha çok..içimde tuttuğum o vadeye kadar, kafamdaki kadın tipine bürünmek var en çok. tam kim olduğunu nasıl olduğunu ben de tarif edemiyorum ama gün gelip de "hıh işte" diyeceğim bir an olduğunu seziyorum. bunun içinse verdiğim vade, 1 nisan. * bankacı olmayagör, her satırında bir vade söz konusu. o hedefe varana kadar ki duraklardan birinde, saçlarımı küt kestirmeyi düşünüyorum. kendime bir nevi armağan, dümdüz küt saçlar!

işle ilgili de öğrenmem gereken çok fazla şey var, baya bir eksik olduğum alan var, eğitimlerle destekleyerek ilerlemeye çalışıyorum. ekip çok kalabalıksa ve herkesin belirli bir düzeni varsa, fırsat bulup da iş öğrenip sonuçlandırmaya vakit olmuyor ne yazık ki, ama kendimi şiddetle geliştirmek niyetindeyim. önce elimdeki işleri tamamlayıp, sonrasında yeni firmalarımın talepleri doğrultusunda öğrenmeye başlıyorum.

okumak istediğim kitapları listeledim, çoğu son zaman bestsellerlarından oluşuyor, birazcık evrenden torpilim var, siktir et, meleklerle yaşamak kafası. belli bir alana kanalize olup, evde olmak istiyorum.
sonrasında halamla son iki kemoterapisinde daha sık vakit geçirip, yanında olmak istiyorum. halam bugün ona bahsettiğim annesini kanserden kaybetmiş arkadaşımı görmek istediğini söyledi. "onunla sohbet etmek istiyorum, bir kahve içelim" dedi. hemen  cumartesi günümü ona verdim. ailem uzakta olduğundan, kendimi buradakilere vermek, özellikle her zaman halamla olabilmek biçok şeyden öte benim için.

ilk başlarda, sanki sürekli bir yerlerde olsam, sürekli gezen olsam dışardan iyi görünür gibi geliyordu, şimdi kendi başıma bir hayatımın olması daha cazip geliyor nedense. arada ince bir çizgi var sanırım kendini içe kapamayla, kendi hayatını yaşamak arasında. ben yalnız başıma pek iyi şeyler başarabilir bir insan olmadığımdan, zorlanıyorum ama her defasında kendimi alıştırmaya çalışıyorum. mesela yakın zaman planlarım içinde, tek başıma bir kahve içmeye çıkmak bir de sinemaya gitmek var.

sevgilinin uzakta olmasının, aralarda kilometrecelerce yol olmasının bazı güzel yanları da yok değil, hiçbir şey yoksa bile kendinle daha fazla vakit geçirmek zorunda kalıp, kendini ister istemez tanıyorsun. sevgili eskiden çok yalnızdı, yalnız kalmayı severdi, ben de insanlarla olayım, sürekli bir kalabalık içinde yaşayayım isterdim. şimdi o yalnızlıktan korkar oldu, ben de insanlara tahammül edemez. her ikimiz de birbirimize karşı anlayışlı olalım derken körle yatan şaşı kalkar hesabına dönüp yerleri değiştirdik..

daha çok & çeşitli yemek yapmalıyım, istanbulu gezmeliyim, lomomla daha çok kareler yakalamalı, fener/balat taraflarını gezmeli, pier lotiye daha sık gitmeliyim, filmekiminde filmler izlemeli, sonra ankarada soluklanmalıyım. küçük kaçamaklar yapmalı, birazcık daha hareketli yaşamalıyım. sonrasında evimin tadını çıkarıp, birazcık soluklanmalıyım. daha çok yazmalı daha daha çok okumalıyım bencesi.

19 eylül biterken, adımlarımın hızlandığını hissediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder