22 Eylül 2011 Perşembe

#224

19 eylülün üzerinden, kendime dönüm noktası bellediğimden beri o günü, pek de fazla bir şey değişmedi, sadece "sende bi ışıltı var, gözleri gülüyo" cümleleri dökülüyor herkesin ağzından. aşık mı oldun hayırdır diyen bile oldu, aynı insana birkaç kere aşık olabilmek söz konusu mu cidden? belki de uzaklığın getirdiği bir haldir, her defasında hep uzak ama aslında yakın, hep bihaber ama aslında hep haberdar bi şekil...

işten son bir haftadır 9da çıktığımdan, sadece iş çıkışlarında yürüdüğümle kalıyorum, planlarım başkaydı gerçeğim başka oldu ama zamanın olduğunu bilmek güzel. bu haftasonu aile ortamlarında geçecek kendimce, yarın akşama teyze/kuzen derken, cumartesi hoop halayla bi kahve, belki bi sinema yaparız efeyle, sonrasında pazar büyük teyzelerle kahvaltı.. keşke günün geri kalanı da evde geçse.

bir tutam cennet denen film, tam depresyonlukmuş kuzenin söylemesi, onu izleyip, iskenderi bitirmek geçer gönlümden pazar ama bakalım.

bugün eve yavru kedi aldık kapının önünden, köpek neyse de kedi zor zanaat, öyle atlamalı/sıçramalı hayvan kategorisi benim tarzım değil pek. azcık yedirdik, biraz fatmagül izlettik, uyuttuk, gazını  çıkarttık ve sokağa tekrar saldık. evin yolunu bilsin ama sokak kedisi olsun istiyoruz, dilerse gelsin, kışın başını soksun sokaklarda ıslanmasın diye, sonrasında yine de gidiyorsa buyursun sokaklar onun. eve alıştırıp sokağa atan canilerden olmak istemedik.

fatmagül demişken, televizyonda ng wild sonrası tek zevkim, belki de b. ile klasik haline dönmesinin payı vardır. hiçbir şey perşembe akşam planlarını bozamıyor, perşembe akşamları biz çayımızı demleyip, double dating yaptığımız kanepeye kurulup, kerime iç geçirmeye başlıyoruz. beren saatin rol yeteneğini takdir edip, izlemediğim aşkı memnu anııları eşliğinde birkaç saati deviriyor, son reklam arasından önce tam 11de çılgınca esniyoruz. vücut saati denen şey, bizim için tıkır tıkır işliyor, tam 11de esniyoruz.

sonrasında ise, tıpkı şimdiki gibi blog yazıp, sörfümüzü yapıp yatıyoruz. eylül ayı iyi başladı, kötü devam etti yarın cuma, son haftasına giriyoruz ve eminim ki ekim şahane gelecek sonbaharı sevmem, ama güzel şeyler getirecekmiş gibi hissediyorum bu aralar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder