15 Ocak 2011 Cumartesi

#148

odasında kalıyordum, uzun bir yoldan dönmesini günlerdir yokluğunda odasını talan ederek bekliyordum. gece uçağıyla gelecekti paristen, o gelecek diye yatak takımını değiştirdim, odayı topladım, beklerken uyuyakalmışım. gece geldiğini duymadım bile, sabah uyandığımda horluyordu, onun horladığını hiç duymamıştım. yastığımın yanında çok sevdiğim çikolatayı gördüm, gecenin bir körü freeshopta aklına gelişime şaşırdım. bi' süre ağzı açık uyuyan haline baktım, uyandırmaya kıyamadım. kahvaltııyı hazırladım, o çok sevdiği dereotlu poğaçayı aldım geldim, yumurtalar kaynarken çay demlendi, bana anlatacağı hikayeler için sabırsızlandım. sofrayı kurdum, odasına girdim, günlerdir kaldığım odasında ona baktım, yatağında yanına oturdum sakince. ilk başta adını fısıldadım, duymadı. eğer bi kedi/köpek olsaydım seni böyle uyandırırdım dedim, burnumu sürdüm koluna, uyanmadı. hızlıca köpek gibi kokladım kolunu, gıdıklandı sadece. saçlarını okşadım, hıı dedi, mırr dedi gözünü açmadı. yanına uzandım, dirseğimden destek alarak yan durdum, yüksekten baktım ona, varlığımı fark etmedi. o kadar uzundu ki boyu, ayakları yataktan taşmıştı, ayaklarının altını gıdıkladım, uyanır gibi oldu. odanın camını açtım, serinliği hissetti ayaklarında. camı açayım boğaz havası gelsin azcık, özlemişsindir dedim, güldü. sesini duydum, kapalı gözlerin ardında uyanık olduğunu biliyordum. hımm bugün boğaz biraz sisli ama yine de gemileri görebilirsin dedim, buraya gel dedi. yarı açık gözlerine baktım, eskiden olduğu gibi güldük birlikte. padişahım çok yaşa dedim, nerdeyiz dedi, yalıdayız paşam fetret devriydi, uyuyordunuz dedim. kahkahalar attı. yanyana uzandık, çimler ne güzel kokuyor değil mi dedi, hangi çimler dedim, üzerinde uzandığın dedi. yıldızlara bak dedi, odanın boş tavanına baktık yıldızları görürmüş gibi. bana döndü, biliyor musun, aslında önemli olan nerde olduğumuz değil, farklı şeylere aynı gözle bakabilmemiz dedi. bir anı, büyük bir ders gibiydi. şanslıyız dedim, sucuklar yanıyor dedi, kahvaltıya fırladık.

aile böyle bir şey işte, hep şanslı hissettiriyor.

hoşgeldin mel.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder