21 Ocak 2011 Cuma

#149

çok uzak değil birkaç sene öncesi, jelatinle fransaya erasmus için gidiyoruz. amerikalı bir ailenin yanında geçen 6 ay, orda sonsuza kadar kalmayacağını bildiğin halde yine de yerleşmek, alışmak. en iyi fırını, en ucuz marketi bulmak. sonrasında ankaraya dönüş, tekrar alışma dönemi. istanbula iş bulup kapağı atışım, sonrasında dedemanda geçen 2 aylık eğitim süresi, sınırsız konaklama, halamlarda birkaç ay teyzemlerde birkaç ay derken sonunda kendi evim-iz!

eğitimden dünyalar tatlısı bir arkadaşım var, bilkentten mezun benim gibi, sadece üst dönemim ve farklı bir bölüm. o işe gireli bir sene oldu, benimse 6 ay. o da teyzesinde kalıyordu uzun süredir. kaç kere eve çıkalım edelim diye konuştuk, eşyalar mesele, yer seçmek mesele derken pes etmiştik. babannesi vefat etti iki hafta önce ankarada, babasından bir fikir geldi. eşyalar ne de olsa dağıtılacak, kararınızı verin en azından eve çıkacaksanız eşya masrafı olmasın diye meğersem yine de eve çıkmak çok masraflıymış.

evimizi toplamda 4 ayrı yerden döşüyoruz, babannenin istanbuldaki evi, ankaradaki evi, bizim ankaradaki ev, başkasının evi ve bir başkası daha. hala eksiklikler varsa da, ikea imdadımıza yetişecektir diye düşünüyorum.

babam geldi buraya, her şeyin başında durdu, yaptırdı ettirdi. zaten tek başımıza olsak tşaınmamız imkansız olabilirdi. ev sahibimiz bir frankfurter, türkiyeye kesinlikle adım atmıyor. muhattabımız ya emlakçı ya avukat, hoş bizim muhattap olduğumuz yok ya. bugün eşyalarımız geliyor, bir aksilik olmaz ise, akşama bütün her şeyimiz gelmiş oluyor, özel eşyalara kadar. yarına kocaman bir temizlik ve yerleşme ile geçtikten sonra eksiklikler çıkacak göz önüne. şimdilik büyükbaş eşyaların derdindeyiz, kocaman dolaplar, yataklar, döşekler, beyazeşyalar filan... az daha derine inip, kıyafetler, ayakkabılar, mutfak eşyaları diyoruz sonrasında yatak örtüsü, hih fazla yastık yorgan derken yavaş yavaş toparlanmış olacağız.

istanbula 02/06/2010 tarihinde taşındım, o zamandan bugüne çok şeyler oldu. aşık oldum, çok sevdim, kavga ettim, ayrıldım geri döndüm, iş teklifi aldım, farklı evlerde yaşadım, birilerine küstüm, onlarla barıştım, dostlarımı özledim, kendimle ilgili hoş olmayan şeyler fark ettim, kendimi tanımaktan memnun olmadım yalnız hissettim, özgüven depoladım ve en nihayetinde yine tamam olmadım.

çok çok çok sabırsızım ama insan güzel şeylerin olacağını bile bile, sakinliğini nasıl korur ki?

*heyecan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder