13 Şubat 2011 Pazar

#152

özel günlerin hiçbirinin anlamı yoktu, ne doğumgünleri ne sevgililer günü, ne de yılbaşı. eğlenmek için hep bahaneye ihtiyaç vardı, bense zaten hep eğleniyordum. derken onu tanıdım, kendi tabiriyle "özel günü özel yapan senmişsin" askıda duran, birbirinin peşisıra geçip giden günler onda duraksadı, anlamı oldu günlerin, özel günler de sonunda anlam ifade etti böylece 25 senelik hayatımda ilk kez sevgililer günü denen meretin sevimli bir kutlaması oldu.

biz birbirimize hediye almayı çok seviyoruz, öyle büyük kocaman şeyler değil, özenle düşünülmüş içten gelerek alınmış/yapılmış şeyler.. bazen ufacık notlar, mektuplar.. hayatımda hiç aklıma gelmeyecek iki hediye aldım ona bu sene, pazartesi günü iş için şehir dışında olacağından şimdi verdim, onu yola uğurladım ve onsuz evde bilgisayarın başına geçiverdim. Ekli fotoğraftaki yastık kılıflarını aldım, romie and julie design studio'dan. o da istanbula geldiği ve kendi evine yeni taşındığı için , sevgililer günü romantizmi için ideal buldum. ilk hediye anlamlı gibi dursa da ikinci hediye birçok kişiyi şaşırttı. sevgiliye kütük aldım diyorum ilk, herkes nasıl yani diye kalıyor, sonrasında izah ediyorum şarap peynir servis kütüğü diye.. yine de gülenler oldu işyerinden, kıl müdür yardımcım "bırak odunla uğraşmayı" dedi sevgilime istinaden, ben de sakince dönüp "aramızda iş ilişkisi olmasaydı keşke, söylemek istediğim çok şey vardı" dedim, anlamadı, pişkince güldü.


birkaç ay önceydi sanırım, yazın ortalarında bir yerlerde o daha hiç taşınmamışken sadece ziyaretime gidip geldiği anlardan birinde beyoğlu midpointe gitmiştik, terası muhteşem manzaralı masalardan birine oturmuş, şaraplarımızı yudumlayıp yemek yiyorduk. yan masaya bir kütük üstünde, üzüm, çeşitli peynirler ve şarap gelince eşzamanlı iç geçirmiştik. sevmek böyle bir şey sanırm, en küçük anları bile unutamıyorsun. eve çıktığı için, ona bir servis kütüğü aldım, yanında şarap ve peynirlerle hayal etmek bile yetiyor heyecanlandırmaya.

bir de son bir süprizim daha var, bonnyfood gönderiyorum taa ankaralara. o iş için şehir dışına kaçıyor, ben de kovalıyorum. 

kendi hediyelerime gelince, henüz bilmiyorum ama yanıbaşıma gelirken getirdiği bir tavla, işyerime getirdiği bir minik orkidem var şimdilik. 

her ne olursa olsun, sevmekten pes etmemek öyle güzel ki..

iyi ki varsın sevgili, iyi ki. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder