3 Şubat 2011 Perşembe

#151

sonunda oldu, kendime ait bir evim, her şeyiyle tastamam hisseden bir kalbim var. sevgiliyle barıştık, evime geldi, onsuz evin varlığını kabullenmek zordu zaten. o da istanbula taşındı düzenini burda kuruyor. benim için olması egomu okşasa da, kendi kariyeri için hareket etmiş olmasını tercih ediyorum. insan bazen büyük sorumlulukların sahibi olmak istemiyor.

salon masamın üzerinde iki orkide var, biri pembe singapur orkidesi diğeri de beyaz. iki kadın, iki adam, süprizler.

taşınma işleri çok maceralı oldu, babam her şeyin başında durup halletmesine rağmen streslendim, sabırsız yapıp beklemeye hiçbir şey için tahammül edemiyor, ikide gelmesi gereken kamyon sekizde geldi, o zaman geçene kadar beklemek sinirimi bozdu. adamlar geldiklerinde, evden uzun zaman çıkmayan bir insan kokusu sindi, duvarın bir kısmının boyasını sıyırdılar, bir lamba kırdılar, parke çizdiler, bulaşık makinesinin kenarını ezdiler. alınan ders: bir daha taşınırsan ve eşyaların kıymetliyse, nakliye firması için asla paraya kıyma!

evde ikinci haftamız doluyor nerdeyse, misafirler ağırladık. ilk misafirlerimiz bankadan mt arkadaşlarımızın iki tanesi oldu, sonra ankaradan ayrım ve naz geldi, sevgilileri misafirden saymıyorum ama onlarla da bir haftasonu geçirdik, haftaiçi birgün kuzen sevgilisi ve s. geldi, gecenin körüne kadar king oynadık, pizzalar söylendi biralar devrildi, sonra dün sonunda annem geldi ankaradan. evi çok beğenmiş, işyerindeydim arayıp "taşındığını biliyordum, ama gerçekten bir ev burası" dediğinde, gözlerinin dolduğunu hissettim.

akşam televizyon izlemeyen bünyem sonunda pes etti, ev arkadaşım bütün dizileri çılgınca takip ettiğinden akşamları yemek pişirip, dedikodumuzu yapıp tv karşısına kuruluyoruz, o bana dizileri anlatıyor, birlikte yorumlar yapa yapa izliyoruz.ben hiçbir şeyi tek yapmaktan hoşlanmıyorum, öyle bir sıkıntım var.

dün koltuklara kadın kadına kurulduk, annem ben b. fatmagülü izledik, "hiiii" nidaları içinde iç çektik. çay demledik, ara ara saçımı okşadı annem, gözleri doldu büyüdüğümüz için, mutfakta bişiler hazırlarken "e siz yemek yapıyorsunuz" dedi şaşkınlıkla.

neyiniz eksik dediğinde, "hiç" cevabını verebilmek öyle güzeldi ki..

eksikler arkadaşlardan sevgililerden geldi, b.'nun sevgilisi bize cattle almış, ısındıkça rengi değişiyor, en açık maviyle başlıyor, sonrasında biraz daha koyulaşarak mora oradan da kırmıya dönüyor, 100. dereceyi bulunca atıyor, biz de gece lambası tadında onu izliyoruz. sonra, bir dvd playerımız var dandik televizyonumuz için, sevgilim mudodan korsan tuzluk biberlik almış, her gelen bayılıyor, şarap kadehlerimiz, ve tavlamız da tamam, kuzenler robot almış, halamdan tostmakinesi bekliyoruz vs. artık bir okey takımımız bir de kahve fincan setimiz, kahvaltılığımız filan eksik kaldı. onları da eksikten saymıyorum. bir ikea görmesi ile her şey hallolabilir olduğu sürece korkmak yok.

ben s, kocaman çiçeklerle dolu bir salondan bildirdim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder