10 Ekim 2010 Pazar

Baksana talihe mal verir kimine, seni vermiş benim gibi birine..

Yatağına uzandı, karanlığın içinde telefonunun ışığına takıldı gözleri. O karanlıkta tavana dikildi aynı gözler, boş boş baktı. Geçirdiği muhteşem haftasonunu düşündü. Sırtüstü yatıyordu, teninde sevdiğinin izleri vardı, herbir küçük hamlesi yer etmişti bedeninde. Uzaklardı birbirlerine, o izlere her baktığında sevgilisini hatırlıyor, gülümsüyordu. Hangi ara bu kadar aşık, sevgi dolu olduğunu, bu kadar değiştiğini hatırlayamadı. Yemeğini paylaşmaktan nefret ederken, kendi elleriyle yemek yedirdiği sevgilisini düşündü, bunca zaman sadece ben ben demişken, ona "biz" kelimesinin anlamını öğreten adamı düşündü. İkisinin de çok kalabalıktı geçmişleri, birbirlerine çok geç kalmışlardı nedensiz.. Hep ıskalamış, doğruyu hiç tutturamamışlardı yıllar boyu, birbirlerini bulunca fark etmişler "doğru"nun gerçekten var olduğunu.

Yatağında uzanmışken kendi bedenine dokundu, en ufak dokunuşlarla bile yanıyordu canı, ama sevgilinin bıraktığı acı bile öyle tatlıydı ki gülümsedi, en içinden taa derinden gülümsedi. Sevgilisi yanında yatıyor olsaydı, gözlerinin pırıl pırıl olduğunu söylerdi.

Kız da ona dönüp bi önceki gün otel odasında söylediğini tekrar ederdi "sen benim günlük gazetem, haftalık penguenim, aylık dergim, yıllık ntv almanağımsın"

Öyle çok sevdim ki seni sevgilim..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder