21 Ekim 2010 Perşembe

zulümlerin hüzün vermiyor..

Otobüs durağındaki kalabalığını bile seviyorum istanbulun. Sürekli söylendiğim dengesiz havasını, hayatının karmaşasını, "az çorba" konseptini, her yere yakın oluşumu seviyorum.
burası hiçbişeyin imkansız olmadığı bi yer.

Sabahları işe, işyerinden bi arkadaşımla birlikte geliyorum, radyo dinliyoruz çeşitli cdlere takılıyoruz, arada bağıra bağıra birlikte söylüyoruz şarkıları. İş arkadaşınla böyle olmak, hem özel hem uluorta olmak çok acayip, aşktan bahsetmiyoruz hiç, nadiren konu sekse geliyor, kıyısından çeviriyoruz. Ama tanıyoruz birbirimizi, şarkılarla tanışıyoruz.

Bugün porto beşiktaş maçına iddia oynadık, futbolla pek aram olmamasına rağmen, porto kesin alır dediler, iyi dedim güvenip elli kağıdı yatırıverdim. Akşam hayatımda izlemediğim iki takımın maçı karşısına kilitlenmiş buldum kendimi, koşu bandındaydım, yanımda koşan başka adamlar, kadınlar vardı. heyecanla maçı izledim, porto gol attı ben daha da şevkle koştum, nihayetinde spor salonundaki bikaç kişiyle iddia muhabbeti yapar buldum kendimi.

Türk değil misin diyorlar portoyu tuttuğum için, iş başka Türklük başka diyorum.

Umarım iddia bağımlısı olmam!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder