sonunda anlatmak için sabırsızlandığım iş maceralarını yazacak kadar birikime, vakte ve her şeyden önemlisi internete sahip oldum. nasıl başlamalı bilmiyorum, bir banka şubesinde işler aslında hiç de beklediğim gibi yürümüyor. adını söylediğim herkes "en zor" bankadan başlamışsın diyor, bense inatla bütün bankaların aynı işi yaptığını savunuyorum.
bankacılık kariyerine hep karşıyken sonunda gerçekten de severek yapabildiğim bir iş olduğunu görmek hem şaşırtıcı hem de üzücü. inanılmaz önyargılı tavırlar sergiliyorum bazen, hayatımın önemli bir kısmına mal oluyor gerçi olan her şeyin bir anlamı var, ama yine de salaklıklar için kendimizi avutmak gibi oluyor bazen.
eskiden bankacıları kasıntı, sürekli şık şıkır giyinen, geneli kadın sektör çalışanları olarak görürdüm, meğersem onlar işin sadece bireysel kısmındaki insanlarmış, ayrıca asla kasıntı değil son derece samimilermiş. bankadan beklediğim ise çılgıncasına yoğun ve yorucu bir çalışma temposuydu meğersem bu da carinin işiymiş, eh benim işime gelince, dünyanın en kolay şeyi değil tabii, ama sevdiğimden mütevellit, eğleniyorum.
günün çoğu işyerinde geçtiği için, iş arkadaşlarınla eğer iyi anlaşabilirsen gerçekten de keyif, yoksa zulüm olur insana. şanslıyım ki olduğum gibi kabullendiler beni, iş arkadaşlarına tontik, cici, canım demekte beis görmediğim gibi, onların enerjisini de değiştiriyorum. tabii böylesine kıpır kıpır bir misyonu istemsiz üstlenmiş olunca, herkesin beklentisi "bu kız hep güler" oluyor, ayakta tutması zor bir görev ama deniyorum.
20-25 kişilik bi şube bizimki, inanılmaz merkezi. yemek yemeğe düşkün bir şube müdürü, geneli hamile ya da yeni doğum yapmış bir kadınlar ordusu, recep ivedik tarzı bir müdür yardımcısı, sevimli bir kız arkadaş, okuma delisi ve hakkında bişiler öğrenmeye heves ettiren bir adam, çaycısı, güvenliği derken kocaman bir aile.
insanın hayatında seçme şansı hiç olmuyor, aileni seçemiyorsun, okulunu seçsen arkadaşlarını seçemiyorsun, işini seçsen detaylarını seçemiyorsun.. tonla şey var elimizin yetmediği, gücümüzün yarıda kaldığı, ama bir parça şansın varsa, işindekilerle iyi anlaşabilmeyi seçiyorsun.
işyerinin bitişiği sushico, bundan nasiplenebilecek insanlarla birlikte olmak bir lütuf. yine de kendimi hibçir şekilde şube müdiresi olarak düşünemiyorum, müdire kelimesi bile tüylerimi ürpertmeye yetiyor. ah beni nasıl bir hayatın beklediğini bilebilseydim..
bu çok iş maceralarından bahsetmek gibi olmadı, giriş oldu ama devamı çok yakında
özlemişim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder