12 Ağustos 2011 Cuma

#211

yarın sevgili geliyor dediğimde ayın 27siydi.. iki haftayı devirip sevgiliyi uğurladıktan sonra tekrar yazabilecek durumdayım. 28.07 bizim ikinci senemizdi, her şeyin başlangıç noktası saydığımız, öylesine seçtiğimiz birgün. özel günlerle pek aram yoktur, kutlamayı çok sevmem ama neden bilmem aklımdan da atamıyorum böyle günleri, illa bir yer ediyor istemsiz.

sevgili perşembe geldi şehrime, öğlen işyerime uğradı ayaküstü gördüm, sonrasında bir akşam yemeği ve sinema ile gelişini kutladık. le nom des gens beklediğimiz kadar iyi olmasa da, parçalı bulutlu güldürdü bizi.


ertesi gün haftanın yorgunluğunu suada fish'te attık diyebilirim. adaya gitmek için kuruçeşme iskeleden sürekli bir tekne hareket halinde oluyor, insanların şıkır şıkır giyinmiş halleriyle, o topukluların tepesinde tekneye sığışıp, boğazın bir kısmını aşıp elit adaya vardık. galatasaray adasına buz ada diyen de var, su ada diyen de var, neye göre kime göresini anlamam mümkün olmuyor ne yazık ki. suada fish keyifliydi, boğazın ortasında olmaktansa, yakalardan birinde deniz kenarında olup manzaraya dalmak daha keyifli bencesi. benim deniz mahsülleriyle pek aram yok, oldum olası deniz kokusu rahatsız eder beni yemeğe karışınca, ama birazcık atıştırmaya cesaret edebilecek kadar güzeldi.


yemek, manzara, servis, bizim fotoğraflarımızı çekmeye doyamayan garson, tekne her şey çok güzeldi de, kuruçeşmede otoparktan taa iskeleye kadar topuklularla yürüyüşümü, ikinci yıl yemeği öncesi gerilişimizi ve hayatımda otoparka verdiğim en yüksek tutar olan 18 tl'yi asla unutamam sanırım.

bu tatlı cumanın ardından, kendimizi sonsuz yorgunlukla eve attık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder