27 Temmuz 2011 Çarşamba

#210

geçen sene mayıs, iş arama zamanları. dododa kalıyorum, aşk & iş & aile şeytan üçgeninde kendimi bulup da, sıyrılıp kaçtığım zamanlar. dertleşmeler, kahvaltılar, tatlı aile ortamı, arkadaşlar. sonrasında uğurlu geliyorlar da kapağı atıyorum istanbula. öncesinde iş, sonrasında aile, sonra sevgili. bunlar geliyor, arkadaşlar azalıyor, azalmak da yanlış da uzaklaşıyorlar. sonra yeni arkadaşlar, yeni ortamlar. hep bi döngü, asla bitmek bilmiyor.

aradan bi sene geçivermiş, aile & iş & aşk mutluluk üçgenine dönüvermiş bir senede. değişen çok şey olmuş tabii.. onlardan bahsetmekle gün geçmez, ama yine havalar güzel, yine hisar, yine nar'da kahaltı dedirtiyor insana.



yarına sevg.ili geliyor, bak.üden, ikinci senemizi kutluyoruz. hergünü birlikte geçen seneler değil de, bölünmüşlükle, toplanmışlıkla geçen iki sene. özel günlerin olması bu yüzden anlamsız işte, dolu dolu geçmiyor günler, yine de kutlamak için bahaneler yaratıyoruz. 

yarına planımız iş çıkışında kavuup tatlı bir yemek üstü sinema yapmak, cuma günü esas kutlamamızı suada fishte yapıyoruz. en kıymetlisi cumartesi günü. gerçek olana kadar söylememeyi tercih ederim. 

bir de bir otel buldum, caanım doors grubu ellerinden, lotodan para çıksa kalacağım iki otelden biri. 



yanına uzanmak, öylece susmak istiyorum, kocaman ekranda incir reçelini izlerken sızmak, sonra onu süpriz için birkaç yere götürmek istiyorum. herkesin laf ettiği iskenderi okumak istiyorum, *internet siparişim gelir gelmez* kaçıp gitmek istiyorum bi de, sonsuz balayına filan. arkadaşlarımın hepsini yanıma almak, her akşam terasta oturabilmek istiyorum, öncesinde de teraslı bir ev lütfen. 



1 yorum: