1 Ağustos 2010 Pazar

dokunduğum hiçbir ten senin gibi kokmuyor

bugün tam bir eskiler günüydü, şimdi şimdi anlıyorum beni bu saatte ayakta uykusuz tutanın ne olduğunu. zihnimde dolanan tilkilerin, huzursuzluk çıkaran her bir sebebin nerden peydah olduğunu şimdi anlıyorum. uzun zaman sonra aile fertleri içine girmek, arada kalmış hayatıma özlem eklemek, hasta ziyareti, arkadaş evi..yalnız kalmak.

telefonumu kapadım, bir saniye bile çalmasına tahammülüm yok bu akşam, sonsuz yazılar yazasım var, parmaklarımın tıkırtısına kendimi kaptırıp zihnimin sustuğunu duymak istiyorum olmuyor. üç gündür çok fazla düşünmüşüm, patlaması pazar gecesi 12de geliyor. iki elimin arasına sıkıştırıyorum başımı, hafifçe sıkıştırıyorum, ı ıh geçmiyor o ağrı. karnımda daha şiddetlisi. kendi kendine de kapris yapamıyor insan. boş odada deliler gibi düşün dur şimdi işin yoksa. cuma akşam, kuzenin sevgilisinin doğum günü, o ortamda eskiden iyi anlaştığım şimdiyse sırf sevgilim var diye benimle konuşmayan biri, ona sonsuz hak verişim. kızlarla konuşmam sadece, masanın ucundan bana laf atan, benimle konuşmaya çalışan birine sırt çevirişim. en olgun ve ciddi tavrımı takınmaya çalışırken "masanın gülü" diye bana seslenen şarkıcı kadın, dansözün beni dansa kaldırması, o gece eve dönerken ne istediğimi bilmeyişim. sanki bi an bile yalnız kalmayı beceremeyen bi çocuk gibiyim. 

cumartesi akşam, eğitimden arkadaşlardan birinin doğum günü sebebiyle ortaköy house cafede alışımız soluğu,  yemeler içmeler eğlenmeler ve pasta kesmelerin üzerine "gece" eğlencesine katılamayışım. kalbimi en çok kıran  cümleyi o gece duyuyorum..
- s. niye gece gelmiyorsun?
- işte
- o mu kızıyor?
- kızmak değil, huzursuz oluyor. aramızda 500 km var, o çıksa ben de huzursuz olurum aklım kalır, o yüzden gelmiyorum.
- bi daha bana özgür kız ayakları yapma, hiç de özgür değilsin.

kendimi yeni bi hayatın başında bulmuştum oysa, en özgür hissettiğim zamanda yine mi tutsak göründüm dışarı? böyle olmasını ben tercih etmiştim oysa.. hayatın neresinde durursam durayım, yine de tatmin edemediklerim çıkıyor karşıma. ister istemez kırıcı oluyor duyduklarım, doğru olduğuna inandığım ne varsa, çevremdekiler tam o anda yanlışı yapıyor. ya ben dönülmez suçlar işliyorum, ya da dünya inadıma tersine dönüyor. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder