19 Haziran 2011 Pazar

#190

bir önceki yazıda cihangir, savoyda soluklanmıştım, günün devamından pek bahsedemedim. dolaştığım birçok butik oldu, galata taraflarına pek inemesem de, çukurcuma tarafındakileri gezdim sahaflara girdim. istanbul keyifli, tek başına eğlenebileceği,n, zamanın nasıl geçtiğini anlamadığın yerler sunuyor habire. butiklerden birinde, fransız bir kadınla konuştuk uzun uzun paslanmış fransızcam ingilizceyle birleşti, kadın da çatpat ingilizce derken anlaştık. istanbuldan bahsetti uzun uzun, iş için geldiğinden sonra kaldığında hiç buraların kıymetini bilmediğimizden... herkes istanbula kötü şeyler söylüyor dedi, suç fazlaymış, güvenli değilmiş, trafik kötüymüş.. halbuki bunlar heryerde varmış üstelik bir şehirde bu kadar fazla ulaşım şekli de yokmuş. eh dedim haklısın, türkler arabalarından pek inmedikleri için, kendilerini maruz bıraktıkları trafikten yoruluyorlar dedi, galiba genel yapımız bu dedim, önce kendimize eziyet çektirmek, alternatifi aramamak sonra da kadere isyan etmek.

cihangirden taksime çıkarken, sıraselvilerde tanıdık bir yüz gördüm, kız bana bakıyor ben ona, sonradan durduk karşılıklı sarıldık, meğersem benim lillede okurken milanoya yanına gittiğim arkadaşımın ordaki exchange arkadaşıymış. ayaküstü lafladık, işten hayattan bahsettik. çok mutlu gözüküyorsun, piyasada yoksun hiç dedi. hala çok sevdiğimi düşündüm. neden bilmem sevgilinin dünyasına kapadım kendimi. öyleyim valla, sağol diyerek çıktım işin içinden.

sonrasında meydana çıktım, metroya binmeden yürümeye karar verdim, deli kalabalık. demirörene ronaldo mu gelmiş ne, etraf balık istifi tadında insan kaynıyor, yürümenin imkanı yok. sonrasında hızlıca galatasarayın önünde kuzenle buluştuk, cezayire doğru inerkenki bir yerden küçük clementine şapkamı aldım tatil için ve soluğu tünel lokalde aldık. indirimli aldığımız kokteyller, gündüz olmasından mütevellit alkole boğulmuş şekilde geldi, amansız bir vodka ile iğrenç frozenler ve mojitolar içtik. sonrasında ver elini mano burger, yer olmadığı için dükkan burger ve teras. istanbul sonsuz bi yer.

sonrasında ev, benim evim, benim yatağım ve kuzenle uyumaca. tıpkı çocukken olduğumuz gibi..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder