10 Haziran 2011 Cuma

#185

aslında iznim daha çok olsaydı, bir haftalığına an.karaya gidip, ailemle daha çok yemek geçirmek, arkadaşlarımın dizinin dibinde olmak isterdim. kendimle çelişip duruyorum bu aralar, sevgilinin uzaklığı bana yaramıyor. o burdayken hep onlayım, o gidince boşlupğa düşüyorum. insanlara olan inancımı kaybediyor, sevgilide kendimi buluyorum. insanların ikiyüzlü oluşu beni tedirgin ediyor, mutluluğa ortak olmak yerine sataşmalarına gelemiyorum. en çok kadınlardan rahatsızım, bir de kompleksli erkeklerden. görgüsüzlere hiç tahammülüm yok. bazen koca evrende gerçekten yalnız olduğumu hissediyorum.

birçok şey yapmak istiyor, başlayamıyorum, eskaza başlasam bile sonunu getiremiyorum. kafamda gelecekle ilgili tonla plan var, minikariyerimde birinci senem geride kalmak üzere, bense yaptığım işten memnun muyum emin değilim. master yapsam, ne üstüne olduğunu düşünene kadar zaman geçecek, bankacı kalsam sonumun nereye varacağını bilmiyorum, yurtdışı programıyla gitsem, iki senede bir ülke değiştirmeyi kaldıramam, baküye sevgilinin yanına taşınsam, iyice mi yalnız kalırım vs vs..

insanlarla ciddi alıp veremediğim bir şeyler var, sadece çok yakınlarımı özlüyorum, los angelestaki keremi, new yorktaki umutu, ank.ırodaki ayrımı, ülküyü, ömürü, duyguyu, sezeni, istanbulda olduğu halde bana uzak kalan arkadaşlarımı özlüyorum.

sanırım artık önce odamı, sonra da valizimi toplamalıyım. bu gece bir tren seyahati beni bekliyor, dizlerimi karnıma çekip koltukta yumulmak, tesbih böceği gibi ufacık kalmak ve sadece uyku dolu gözlerle paulo coelhonun kitabını okumak istiyorum.

ah bir de 23 haziranın olmasını çok istiyorum..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder