18 Haziran 2011 Cumartesi

#188

bütün haftanın yorgunluğu omuzlarımda, sıradan bir cuma gecesi. işten çıkıp iş arkadaşımla birlikte eve geliyoruz. b evde yok, bebeklik arkadaşının düğünün için izmirde. eve girer girmez küçük bir tur attırıyorum ona, evimizi beğeniyor. sıfırdan başlayan iki insan için, güzel olduğunu farkındayız. sonra eline bir kova tutuşturup balkonu yıkattırıyorum ona, ben de mutfakta yemek yapmaya girişiyorum. hızlıca kabakları soyuyorum, bir kısmı haşlanıyor, diğerleri wokta uydurma tarifimle pişecek. buzlukta köfteler, salata malzemeleri. iki kişi bu kadar çok yiyemez öyle değil mi? laflıyoruz uzunca, o kötü dönemlerini anlatıyor, ben eski halimi anlatıyorum. bi anda dökülüyoruz sanki, yemek bitince hemen çilekler çıkıyor masaya, yanında dinçerin işyerime getirdiği pastil çikolatalar. karşılıklı oturuyoruz yeni yıkanmış balkonumuzda, yemekleri yiyor sohbete devam ediyoruz. ara sıra telefonlar bölüyor sohbeti, sonra kaldığımız yerden devam ediyoruz. işten bahsediyoruz üstü kapalı, aklımdaki kötü fikirleri savuşturuyor.

... sonra sevgilinin getirdiği, türkiyede satış y.as.aklısı ab.sinthe içiyoruz,nam-ı diğer yeşil peri. o yola gidecek, çok içmiyoruz, yarım çay bardağı shot. ekşisözlükte biri absinthe için demiş ki, "midenize giden yolu kalemle çizebilecek kıvama gelirsiniz" aynen o hesap, çay bardağı fazla geldi bize, ağzımız kulaklarımız alev aldı, neredeyse kulaklarımızdan dumanlar çıkacaktı, minik ejderhalara döndük. o ilk kez benimle metrobüse binmişti, dün de ilk  kez benimle absinthe içti. uzun süre kendimize gelemedik, sapıtmaya niyetimizin olduğu bir gün, kesinlikle daha çok içmeliyiz.

hatta 27haziran onun doğumgünü, sevgiliye siparişi verdim, perşembe gelirken bir şişe de ona getirecek, ben de böylece onun doğum gününü kutlamış olacağım. birini insan olarak sevmeki onu mutlu etmek için çabalamak çok keyifli. hayat, arkadaşlarla güzel. cuma akşamını güzelleştiren arkadaşlarla..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder