28 Mayıs 2010 Cuma

#33

günlerden cuma, uzak aradan sonra sinemaya gidilen günlerden biri. hayatımda hiç mi hiç sinemaya birlikte gitmediğim biriyle gittim bugün. bu kadar güleceğimi bilseydim, onu tanıdığım ilk zamanlardan beri sürüklerdim her filme, her salona.

akşamüstü buluşuyoruz, önce numnum terasında bir yemek yiyoruz. sohbet derinleşiyor, konu konuyu açıyor. karşımda dinlyen bi' adam, anlattıkça anlatıyorum, ben anlattıkça o gülüyor, sonra bir arkadaşı daha katılıyor aramıza, nasıl tanıştığımızı nerden tanıştığımızı soruyor, 6 sene öncesine gidip o en güzel senemizi, hazırlıkta ne kadar eğlendiğimizi hatırlıyoruz. onun bana sataşmalarını, bir kere şakasına kolumu ısırmasını benimse haftalarca kolum mosmor gezmemi hatırlıyoruz, eskiyi andıkça daha da çok gülüyoruz. bu akşam gülmek sanki sonsuzdu.

yemekten sonra sinemaya giriyoruz, öylesine, bi anda. günü numnumda noktalıyorduk, sinemaya buyurduk. prince of persia seçimimiz oldu, kesinlikle berbat ötesi diye bişi varsa, bu film için kullanılabilir. oyun sevdalısı alternatif gençlerin sinemayı doldurmasından geçtim, ben bile oyundan bağımsız hayal kırıklığına uğradım! titanic'e gönderme gemi ucunda durma sahneleri mi ararsın, matrix'e mi takılırsın, büyücülerle mi uğraşırsın, hollywood romantizmi mi ararsın ya da hepsini bırakıp karacaoğlan özdeyişlerine taş çıkaracak cümleler mi arasın bilmem, ama aradıkların bunlarsa, git de en önden yerini ayırt sevgili okur.


yakın erkek arkadaşlarla olmayı özlediğimi fark ettim bugün, ara ara didişmeler, inceden laf giydirmeler, kadın erkek ilişkilerine dalıp işin içinden çıkamamalar, laf arası geçen fuck buddy hikayeleri teknolojiye değinmece, spor, sağlıklı yaşam, işsizlik, aşık olmayı isteme.. konuşmadığımız bişi kaldı mı merak ediyorum. çocukları sevmediğimizden, çocuklarımız olsa nasıl olcaklarından bile bahsettik.

güzel geçen günün sonunda, huzurlu uykuyu öyle çok seviyorum ki..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder