2 Mayıs 2010 Pazar

#4

insanın hayatında dostları olmalı, görünmeseler, her daim ortalıkta olmasalar bile zaman aşımına uğramayan dostlukları olmalı insanın. küçük şeylerle mutlu olabilmeli insan, dostlarına sahip olduğu için gülümsemeli en azından. dostlarından en az biri eski sevgilisi olmalı insanın, gerçekten tanıyan bilen anlayan bi dost. kalp kırıklıklarında ona koşmalısın, kız arkadaşlar destektir her zaman ama evvelinden sevgili olmuş biri hem erkek gözünden hem de senin gözünden görebilir kırgınlıkları.

tesadüfen, ayrılığın üstüne eski bir dost/sevgiliden telefon geliyor, öylesine aklına düşmüşüm. hal hatır soruyor, sonra da sevgiliyi. ayrıldık diyorum, şaşırmadım diyor. halbuki uzun süredir konuşmuyorduk, ne oldu anlat diyor, kim ayrıldı? söz konusu ayrılıksa kimin ayrıldığının pek önemi olmadığını söylüyorum, sensin di mi diyor. susuyorum. ne oldu diye soruyor tekrar, kimseye söylemedim bile ben ayrıldığımızı. duraksıyorum, öyle olması gerekiyordu diyorum. inatla anlatmak istemiyor canım, oysa lafları almayı biliyor. söylüyorum, çok yoğundu, benden önce seçtiği bi hayatı vardı, orda bana yer yok diyorum. telefonun öbür ucundan bir gülme sesi geliyor, sinirleniyorum. sen bunla pes etmezsin noldu diyor. hiç işte, bu kadar diyorum. inanmıyor, görmediğin için sevdiğin adamı bırakmazsın sen, çabalamışsındır, çabaların karşılıksız kalmıştır, gülmeyi unutmuşsundur, pes edişin ondandır diyor. öyle doğru ki, nerden anladığını sormuyorum bile. içim burkuluyor, sonra ona soruyorum, sence doğru kararı mı verdim diyorum, bu soruyu sormaya asla cesaret edemem sanıyordum. duyabileceğim en doğru ve en rahatlatıcı şeyleri söylüyor, sakin gayet, söyleyeceklerini tek tek seçiyor sanki. bi kere kararın doğruluğu senin vicdanına bakıyor, çabaladın, üzüldün, ağladın ve hiçbir şeyi değiştirmeye gücün yetmediyse, artık sevgin uğruna kendinden vermeye başladıysan sen en doğru olanı yaptın. ilişkiler başlar, biter önemli olan insanın yaşadığının yanına kar kalmış olması, bi insanı tatlı tatlı hatırlamak varken neden küfürler savurasın ki? diyor. haklısın diyorum, devam ediyor, hem sen akıllısın, neler yaşadın geçti, güçlü olup alt edemeyeceğin bir şey yok ki, kıymetlisin sen, en çok da kendin için, olduğun insan olmayı bırakırsan, o zaman olmaz. birgün çabaladığında yüzünü gülümsetebildiğin bi adam olur illa ki, olmasa bile ben dostun olarak hep burdayım.

dudaklarım titremeye başlıyor, artık ağlamak istemediğim için susuyorum. tam zamanında imdadıma yetiştiğini söylüyorum, cuma akşamı onunla uzun bir yolculuğa çıkıyoruz. her şey yolunda galiba?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder