22 Haziran 2010 Salı

#55

İstanbulla ilgili çok şey söyledim biliyorum ama yeniyim ben bu şehirde, her sene gelmiş olsam da, uzun uzun kalmış olsam da bir yaşayan olarak yeniyim. Arkadaşlarım var, ailemin bi kısmı da burda ama istanbul kocaman, istanbul kalabalık, yine de sever tesadüfleri istanbul.
Bugün jelatin ve başka bi arkadaşla daha üniversite sonrası görüşmesi yapıyoruz, üçümüzün de iş çıkışı, otele uğramaya mecalim yok metrobüsten mecidiyeköyde iniyorum, tam metroya inecekken tok bir erkek sesi adımı sesliyor, bu ses çok tanıdık ama nerdeyse unutulmaya yüz tutmuş. Sesi duyunca daha tipini görmeden anımsıyorum o anı, kalabalıkta uzun boylu çocuğa çarpmak üzereyken hızla sıyrılışımı.. Tekrar sesleniyor, okuldan bi arkadaş. bölümün en sessiz sakin gizemli adamlarından biri, bikaç arkadaşımın aşk macerasının başı tuhaf isimli çocukmuş meğersem, öyle şaşkın ki beni gördüğüne çünkü istanbula taşındığımı bilmiyor, artık bi iş sahibi olduğumdan haberi yok, kumaş pantalon ceketle görmemiş beni. Öylece sarılıyoruz metronun girişinde, ne kadar samimi olmasak da büyük şehir istanbul, tanıdık görmek bile yeter samimi olmak için neden bilmem heyecanlanıyorum, ilk kez anlatıyorum birine işimi, taşındığımdan bahsediyorum, işimle gurur duyar haldeyim. Ayaküstü laflayıp ayrılıyoruz.
Öyle güzel ki burda hep birilerinin olduğunu bilmek, öyle güzel ki çok güzel tesadüflerin günün yorgunluğuna aldırış etmeden karşıma çıkacağını bilmek, bir de niye seviyorsun istanbulu diyorlar, nedeni mi var..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder