27 Haziran 2010 Pazar

sustum sustum koştum

azcık tatlı hüzün var üzerimde, odaya girdiğim saniye yalnız olduğumu fark ediyorum, pek tuhaf bi his. ben yalnız kalmayı pek beceremem, sıkılırım, insan içinde olmalı, mütemadiyen ilgi görmeliyim. poh poh perisini yazmış söylemiş ya vega, beni tanımıyorlar aslında ama belli benim için olmuş o şarkı. 


annemlerle konuşup ağlama seansından sonra ne yapmam gerektiğini bile bilemedim, odada kalmak bin beter, bu saatte arasan kimse yok, dodo bodrumda, evde değil ki koşup utanmadan kapısını çalıp kalmaya geldim diyesin.. baktım saat 9.28, spor salonunun kapanmasına tam 32 dakika var, inmeli ve koşmalı dedim içimden. az kıyafetim var burda, otel odasına bütün dolabı taşımak olmaz diye düşünüp iş kıyafetlerimle geldim sadece, pilates taytımı eksik etmemiş olsam da, spor salonuna onla iner miyim bilinmez. eşofmanı giydim, üstüme saçma sapan salaşlıkta bişi geçirip indim, gülümseyerek karşıladılar beni, evimde hissediverdim. koşu bandına çıktım, yanımda iri kıyım bi teyze kulağında kulaklıkları ile yürüyordu, klasik türk kadını göbeğiyle gayet cooldu, gülümsemek istedim, yanlış ister diye tuttum kendimi. tam koşu bandına çıktım, iki tane turistcan geldi spor salonuna, über kaslı abiler koşu bantlarına çıktıkları gibi eğim binbeşyüz, hız üçbinsekizyüzelli modunda koşmaya başladılar, konuştukları dilin ne olduğunu bile anlamasam da, bana gülümsemelerine sevindim, yanyana koştuk 4 kişi. otelde hangi amaçlarla kaldığımızı düşündüm, onlar buraya yabancıydı, onlar kadar olmasa da ben de yabancıydım, teyzeyi pek düşünmedim. 


koştum, ben de eğim arttırdım, hız arttırdım, öyle dengelerle oynadım, hayatımda hamamdan sonra ilk kez bu kadar terledim, açık havada koşunca insan pek terlemiyor, belki de düz yol olmadığındandır, burda şaşkına döndüm. karşımdaki aynaya bakarken, kendime çoktan yabancıydım. gözlerimde simsiyah kalem, pıtır pıtır terlerin sırtımdan damla damla indiğini hissettim. spor yapmak acayip bir tutku, 3 haftalık verdiğim ara için kendime sinir oldum, salon kapanana kadar orda kaldım, delicesine koştum, ciğerlerim yerinden çıkana, indiğimde ayaklarım titreyene kadar koştum. kafam dağıldı, bir yerden sonra hiçbişi düşünmemeye başladım ve son. çıkarken salondan verdikleri havluya terimi, simsiyah akmış göz makyajımı sildim ve odama çıktım. 


aklımda çok güzel fikirler var, ilkinin iki haftası, diğerinin bir- bir buçuk ayı var. olunca söylerim. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder